DİŞ SIKMA TEDAVİSİNDE BOTOKS
DİŞ SIKMA TEDAVİSİNDE BOTOKS
Diş sıkma günümüzde en yaygın görülen hastalıklardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Diş sıkma problemi tedavi edilmediğinde kişinin yaşam konforunu çok etkileyen ve giderek büyüyen bir sorun haline gelmektedir. Diş sıkma probleminin tedavi edilebilmesi için ilk önce sebebinin tespit edilmesi gerekmektedir. Diş sıkma psikolojik sebeplerle veya çiğneme kaslarının aşırı büyümesi ve güçlenmesi sebebiyle ortaya çıkabilmektedir. Diş hekiminin yapacağı muayene sonucunda diş sıkma probleminin çiğneme kaslarının aşırı büyümesi ve güçlenmesi nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılırsa botoks uygulamasıyla tedavi edilebilmektedir.
Çiğneme kaslarının özellikle de massater kasının aşırı büyümesi ve güçlenmesi sonucunda kişide geceleri diş sıkma, çene eklemi, boyun ve omuz bölgesinde sabah kalktığında yaygın ağrı şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Bu tip durumlarda günümüzde cerrahi olmayan semptomatik tedaviler arasında botoks uygulaması popülerlik kazanmıştır.
Normalden fazla büyümüş kas içerisine botoks enjekte edilerek kasın geçici olarak sinir iletimi bloke edilmekte, kas çalışmadığı için botoks etkisi devam ettiği sürece küçülmekte ve güçsüzleşmektedir. Bu sayede ekleme gelen yük azalmakta ve ağrılar ortadan kalkmaktadır.
Botoks tedavisi belli aralıklarla tekrar edilmesi gereken, çiğneme kaslarının küçülmesini amaçlayan, bu sayede çene eklemi ve dişlere gereğinden fazla yük gelmesini önleyen semptomatik bir tedavidir. Botoks tedavisi son zamanlarda hem estetik amaçlı hem de tedavi amaçlı uygulanan güvenilir bir tedavi yöntemidir ve hastalarımızda oldukça yüz güldüren sonuçlar elde edilmektedir.
“DİŞ SIKMA TEDAVİSİNDE BOTOKS” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Mesut OKTAY’e aittir ve makale, yazarı tarafından Milliyet Pembenar kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
ÇOCUKLARDA DİŞ SAĞLIĞI
ÇOCUKLARDA DİŞ SAĞLIĞI
Çocuklarda Diş Sağlığı
Bebeklerde dişlenme dönemi 6. aydan itibaren başlar. Bu aşamadan sonra dişlerin düzenli temizliği önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bununla birlikte sürmemiş dişler bölgelerinde bulunan diş etlerinin de düzenli olarak temizlenmesi gerekmektedir. Temizlenmeyen bölgelerdeki gıda artıkları bakteriler tarafından fermante edilerek asit oluşumlarına sebep olabilmektedir. Bu sebeple bebekler beslendikten sonra bir gazlı bez veya parmak fırçaları ile birikmiş olan gıda artıklarının temizlenmesi önerilmektedir. Gece tükürük salgısının azalmasından dolayı özellikle gece beslemeleri sonrasında bebeklere bir miktar su içirilmesi önerilebilir. Bebekler sadece anne sütüyle beslense dahi diş çürüklerinin görülebileceği unutulmamalıdır.
İlk Muayene
Çocukların ilk diş hekimi muayenesi ve diş hekimi ile ilk tanışması hem aileler hem de çocuklar için endişe verici bir konudur. Fakat ailelerin ve hekimlerin dikkat edeceği bazı hususlar yerine getirilirse çocuklar ve aileler açısından bu süreç daha olumlu sonuçlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki diş hekimi korkusu asıl olarak çocukluk çağında karşılaşılan yanlış uygulamalar veya çocuğun çektiği acı ve ağrılar sebebiyle oluşmaktadır.
Anne ve babanın rahatlatıcı tavırları çocuğu da rahatlatacaktır. Özellikle ebeveynler tarafından söylenen ‘hiç acımayacak’ gibi cümleler çocukta ağrı algısını tetiklemekte ve korkuya sebebiyet vermektedir.
Kontroller 6 ayda bir rutin olarak yapılmalıdır. Çocukların diş hekimine getirilmesi için dişlerin çürümesi kesinlikle beklenmemeli ve bu süreç rutin olarak gerçekleştirilmelidir. Bu sayede çürükten koruyucu önlemler hekiminiz tarafından uygulanabilmekte varsa çürük dişler erken dönemde tedavi edilebilmektedir.
Çocuklarda Diş Çürüğüne Karşı Koruyucu Uygulamalar
Süt dişleri ‘’nede olsa değişecekler ‘’ düşüncesiyle kesinlikle ihmal edilmemeliler. Süt dişlerinin sağlıklı olması hem çocuğunuzun genel sağlığı için, hem de alttan gelecek daimi dişlerin sağlığı ve düzgün sıralanabilmesi için çok önemlidir. Süt dişleri ve yeni süren daimi dişleri koruyucu uygulamalar ile çürüğe karşı korumak mümkündür. Bu uygulamalar; fluorid uygulaması ve fissür örtücü uygulamasıdır.
“ÇOCUKLARDA DİŞ SAĞLIĞI” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Mesut OKTAY’e aittir ve makale, yazarı tarafından Milliyet pembenar kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
DİŞ EKSİKLİĞİ TEDAVİSİNDE İMPLANT
DİŞ EKSİKLİĞİ TEDAVİSİNDE İMPLANT
Dental implantlar sadece diş eksikliğini gidermiyor, aynı zamanda diş eksikliğinin sebep olduğu psikolojik yıkımı da ortadan kaldırıyor. Dental implantlar yakın zamana kadar alternatif tedavi yöntemi olarak önerilirken, başarılı tedaviler ve olumlu geri dönüşler neticesinde günümüzde diş eksikliği tedavisinde ilk seçenek olarak sunulmaktadır.
‘implante’ kelimesi Latincede ekmek, dikmek anlamına gelir. İmplant bir terim olarak dokuların içine başka bir materyalin yerleştirilmesi demektir. İmplant cerrahisi diş hekimliğinde dünyada 1980ler de bilimsel literatüre girmiş, 1990ların ortalarından itibaren yavaş yavaş ülkemizde bilinmeye ve yapılmaya başlanmış olup, günümüzde diş eksikliklerinin en popüler tedavi seçeneklerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Doğru teşhis, yeterli bilgi ve donanıma sahip hekimler tarafından steril klinik ortamında yapıldığı takdirde son derece başarılı bir tedavi yöntemidir.
İmplant kimlere uygulanır?
İmplant tedavisi tek diş eksikliklerinden tamamen dişsiz hastalara kadar bütün diş eksikliklerini gidermek, yeniden fonksiyon, fonasyon ve estetiği sağlamak için kullanılan modern ve başarılı bir tedavi yöntemidir.
İmplantlar biouyumlu materyallerdir ve vücut tarafından kabul edilmemesi gibi bir durum söz konusu değildir.
Tedavi aşamaları:
İmplant tedavisi iki aşamalı bir tedavidir. İmplant tedavisinde ilk aşama dişin kökü vazifesini görecek implantın kemik içerisine yerleştirilmesidir. Bu işlem diğer diş tedavileri gibi lokal anestezi ile yapılır ve sanılanın aksine ağrısız bir işlemdir.
İmplant tedavisinde ikinci aşama çene kemiğiyle kaynaşmış olan implantın üzerine protez yapılmasıdır. Bu işlem de implantın yerleştirilmesi kadar önemli ve dikkat gerektiren bir işlemdir. Yapılacak olan protez; implantla, komşu dişlerle ve diğer komşu dokularla (diş etleri, dudak, yanak gibi) uyumlu olmalıdır.
İmplantların Bakımı:
İmplantların bakımı doğal dişler gibidir, ekstra bir işlem yapmaya gerek yoktur. Ağız hijyenine dikkat edildiği sürece implantlarla ilgili bir sorun genellikle yaşanmamaktadır.
“DİŞ EKSİKLİĞİ TEDAVİSİNDE İMPLANT” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Mesut OKTAY’e aittir ve makale, yazarı tarafından Milliyet pembenar kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
KORKULU RÜYA: AĞIZ KOKUSU
KORKULU RÜYA: AĞIZ KOKUSU
AĞIZ KOKUSU (HALİTOZİS)
Ağız kokusu( Halitozis); fizyolojik ağız kokusu ve patolojik ağız kokusu olarak ikiye ayrılır.
Fizyolojik Ağız Kokusu; sağlılklı bir bireyin sabah uyandığında duyduğu kokudur. Gece boyunca sindirim kanalında biriken gazlar veya ağızda oluşan bakteriler sebep olur. Kahvaltı yapılıp veya dişler fırçalandığında bu koku geçecektir herhangi bir tedavi gerektirmemektedir.
Patalojik Ağız Kokusu; bireyin kendisini veya çevresindekileri rahatsız eden, gün boyu devam eden ve kaynağı tespit edilebilen ağız kokusudur. Ağız kokusunu oluşturan nedenlere göre;
- Ağız içi sebeplerle oluşan ağız kokusu ve
- Sistemik bir hastalık sebebiyle oluşan ağız kokusu diye ikiye ayırabiliriz.
Ağız içi sebeplerle oluşan ağız kokusu:
Dişlerde bulunan diştaşları, plaklar ve diş çürükleri ağız kokusuna sebep olabilir. Dişlerinde çapraşıklık bulunan hastalarımızın diş aralarını yeterince temizleyememesi de ağız kokusuna sebep olabilir. Bu tip ağız kokusunun tedavisi etkenin ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Etken bir çürükse tedavi edilmeli, diştaşları ve plaklarsa diştaşı temizliği yapılmalı, çapraşıklık nedeniyle temizlenemeyen arayüzlerse çapraşıklık ortodontik tedavi veya porselen kaplamayla giderilmelidir. Bu tedaviler uygulandıktan sonra hasta düzenli bir şekilde dişlerini fırçalamaya devam ederse ağız kokusu tekrar oluşmayacaktır.
Ağız kokusunun bir diğer nedeni de ağız bakımının yeterli yapılmamasıdır. Ağız bakımı yaparken sadece dişler fırçalanmamalı aynı zamanda dil ve yanaklarda diş fırçasının arka kısmıyla iyici temizlenmelidir. Dişlerin arayüzleri diş ipi aracılığıyla iyice temizlenmelidir. Bakterilerin sadece diş yüzeylerinde değil ağızın tamamında bulunabileceği unutulmamalıdır.
Ağızda bulunan sabit ve hareketli protezler de ağız kokusuna sebep olabilmektedir. Ağzında protez bulunan bireyler protezlerin bakımını aynen kendi dişleri gibi yapmalılar, eskidiği için temizlenme özelliğini kaybetmiş veya kırılmış protezler varsa bunların yerine yenileri yapılmalıdır.
Sistemik Hastalıklar Nedeniyle Oluşan Ağız Kokusu:
Sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları; bu hastalıklarda ağız kokusu sıkça karşılaşılan bir durumdur. Solunum yollarının bir parçası olan ağızın temizliği hem hastalıkların önlenmesi adına hem de hastalık sırasında ağız kokusunu yenmek adına son derece önemlidir.
Şeker hastalığı; aseton kokusuna benzer ağız kokusu şeker hastalığı belirtilerindendir.
Böbrek yetmezliği; balık kokusuna benzer bir koku meydana gelmektedir.
Karaciğer yetmezliği ve metabolizma bozuklukları da ağız kokusuna sebep olabilmektedir.
Sistemik hastalıkların tedavisiyle birlikte ağız kokusu da ortadan kalkacaktır. Tedavi sürecinde ağız gargaraları kullanmak ağız kokusu için bir çözüm olabilir.
“Korkulu rüya:ağız kokusu” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Mesut OKTAY’e aittir ve makale, yazarı tarafından Milliyet Blog kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
LAMINE DİŞLER İLE GÜZEL GÜLÜŞLER
LAMINE DİŞLER İLE GÜZEL GÜLÜŞLER
Laminate Veneerler | Yaprak Porselen
Laminate venerler dişlerin ön yüzlerine uygulanan, tamamen porselenden oluşan, yaprak şeklinde kaplamalardır bu yüzden ‘’yaprak porselenler’’ de denilebilir. laminate veneerler diş hekimliğinde en önemli estetik uygulamalar arasında yer almaktadır. Günümüzde laminate veneerler sayesinde istenilen renk ve şekillerde dişlere çok kısa sürede sahip olmak mümkündür.
Laminate Veneerler Kimlere Uygulanır ?
- Ön dişler arasında diestema (boşluklar) bulunanlara,
- Dişlerde kırık ve çatlaklar varsa,
-
Diş boyutları küçük olanlarda diş boyunu uzatmak için,
- Ön dişlerinde yaygın çürükler bulunanlara,
- Dişlerde kozmetik işlemlerle giderilemeyen renklenmeler varsa,
- Dişlerde çapraşıklıklar varsa ve ortodontik tedavi düşünülmüyorsa laminate veneer uygulamalarıyla istenilen şekilde ve renkte dişler elde edilebilir.
Yaprak porselenler yapılırken herhangi bir ağrı söz konusu değildir. Çünkü dişler üzeride aşındırma çok az yapılır (0,3 mm) veya hiç aşındırma yapılmaz.
Laminate Veneerlerin Avantajları:
- Laminate veneerler tamamen porselenden oluştuğu doğal dişler gibi ışığı geçirme özelliğine sahiptir. Bu özellik sayesinde çok doğal bir görünüme sahiptirler.
- Yüksek sıcaklık altında porselen fırınlarında cilalandığı için pürüzsüz bir yüzeye sahiptir gıdaların yapışması mümkün değildir.
- Renklenmezler beyazlıklarını her zaman muhafaza ederler.
- Tedavi süresi kısadır. Sadece iki defa diş kliniğine gitmek yeterli olacaktır.
Laminate Veneerler Dayanıklı Mıdır?
Laminate veneerler özel olarak geliştirilen bonding yöntemleriyle diş yüzeylerine yapıştırılırlar. Bu yöntemle yapıştırılan porselenler son derece dayanıklı ve güvenli bir yapıya kavuşacağından düşmeleri çok zordur. Tırnak yeme, kalem ısırma gibi alışkanlıklar laminate veneerlere zarar verebilecek alışkanlıklardır bu gibi alışkalıklardan kaçınılmalıdır.
Tedavi Aşamaları
Toplamada iki randevuda işlemler biter ve yaprak porselenler dişlere yapıştırılır. İlk randevuda dişler üzerinde aşındırma yapılacaksa yapılıp ölçü alınır. Alınana ölçüler laboratuvara gönderilir. 4-5 günlük laboratuvar aşamasından sonra ikinci randevuda laboratuvardan gelen yaprak porselenler bondinglerle dişe tatbik edilir.
“Lamine Dişler İle Güzel Gülüşler” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Mesut OKTAY’e aittir ve makale, yazarı tarafından Milliyet blog kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
HAMİLELİKTE DİŞ HEKİMİ YAKLAŞIMI
HAMİLELİKTE DİŞ HEKİMİ YAKLAŞIMI
Hamilelik dönemi kadınlar için çok özel ve aynı zamanda çok zorlu bir dönemdir. Kadınlar bu mucizevi dönemi yaşarken vücutlarında hem fiziksel hem metabolik anlamda büyük değişiklikler meydana gelmektedir. Tabiki bu değişiklikler tüm vücudu etkilediği gibi dişlerimizi de ciddi anlamda etkilemektedir.
Hamileliğin ruhsal yönden de zor bir dönem olduğunu düşünürsek bu dönemde ortaya çıkabilecek diş ağrılarının anne adayını çok zorlayacağı bir gerçektir. Bu dönemi anne adayının konforlu ve rahat geçirebilmesi için biz diş hekimlerine hamilelik öncesinde yapılacak rutin kontrollerde büyük görev düşmektedir. Bu kontrollerde iyi bir ağız hijyeni sağlanmalı ve çürükler tedavi edilmelidir.
Hamilelikte, bebeğin diş gelişiminin 5. ve 6. haftalarda başlamaktadır. Aslında her zaman ihtiyaç duyulan kalsiyum, fosfor, potasyum gibi minerallere vitaminlere hamilelik döneminde daha çok ihtiyaç duyulur. Diş tomurcuklarının yapısını güçlendirmek için de özellikle beslenmeye dikkat edilmelidir. Hamilelik sırasında bebeğin kendisi için gerekli olan kalsiyumu annenin dişlerinden alarak annesinin dişlerinin çabuk çürümesine yol açtığı, bu nedenle ‘hamile annelerin diş kaybına uğradığı’ düşüncesi tamamen yanlıştır.
Hamilelik sırasında annenin iyi beslenmesi durumunda dişlerinden kalsiyum kaybı olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. Anne adayı hem kendi genel sağlığı ve diş sağlığı hemde bebeğinin sağlıklı gelişimi için beslenmesine hamilelik döneminde daha fazla dikkat etmeli dengeli beslenmeye özen göstermelidir.
Hamilelikte dişler neden ağrır ?
Hamilelikte tükrük salgısının hem miktarı hemde viskositesi azalabilmektedir bu da tükrüğün dişleri yeterince temizleyememesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda daha önce çürümeye başlamış bir diş mevcutsa hamilelik sırasında çürük ilerlemesi hızlanmakta ve ağrı ortaya çıkmaktadır. Bunun önlenmesi için özellikle planlı hamilelik öncesi mutlaka diş hekimine muayene olmak gerekmektedir.
Yine hamilelikte beslenme alışkanlıklarının değişmesi özellikle gece yatmadan önce ya da uyku arasında uyanıp bir şeyler yiyip içme yeni çürükler oluşmasına neden olacağından böyle durumlarda atıştırdıktan sonra dişlerin fırçalanması önemlidir.
Hamilelikte bulantı ve kusmalarda diş ağrılarının oluşmasına ve dişlerin zayıflamasına neden olabilir. Çünkü mide içeriği asidiktir ve diş minesinde aşınmalara neden olur. Kusma sonrası dişler hemen fırçalanmamalı bir süre beklenip önce ağız suyla çalkalanmalı sonra dişler fırçalanmalıdır.
Hamilelikte diş eti kanamaları ?
Hamilelik sırasında hormonal değişikliklere bağlı olarak diş etlerinde şişlikler ve kanamalar oluşabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında ağız bakımı kesinlikle ihmal edilmemeli ve diş fırçalamaya özen gösterilmelidir.
Hamilelikte ilaç kullanımı
Ağrı şikayetiyle başvuran hamile hastalarda Parasetamol grubu ağrı kesiciler kullanılabilir. Özellikle son trimestrede aspirin gibi nonsteroid antienflamatuar ilaçlardan kaçınılmalıdır. Penisilin ve sefalosporin grubu antibiyotiklerin kullanımı güvenlidir ama mutlaka jinekoloji uzmanının bilgisi dahilinde reçete edilmelidir.
Hamileliğin hangi evresinde diş tedavisi yapılır?
Hamilelikte uygulanacak diş tedavilerinin zamanı da çok önemlidir hamileliğin ilk üç ayında bebeğin organ gelişim evresi olduğu için, girişimsel dental tedaviden kaçınılmalıdır. Tedaviler ikinci üç aya ertelenmelidir. Eğer diş ya da diş eti iltihabı gibi acil bir durum var ise, var olan enfeksiyonun bebeğin gelişimini etkileyebileceği düşüncesi ön planda tutulmalı ve bir jinekoloğun önerileri doğrultusunda dental tedavi yapılmalıdır.
“Hamilelerde Diş Hekimi Yaklaşımı” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dt.Mesut OKTAY’e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
PEDODONTI | ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ
PEDODONTI | ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ
PEDODONTİ NEDİR ?
Çocuk diş hekimliği (Pedodonti); bebeklerin, çocukların ve özel ilgi gerektiren bireylerin ağız ve diş sağlığı sorunları ile uğraşan, diş hekimliğinin bir anabilim dalıdır. Pedodonti, diş hekimliğinin yaşa bağlı olarak çalışan tek dalıdır. Çocuk diş hekimleri (Pedodontistler), standart diş hekimliği eğitimine ek olarak engelli ve özel ihtiyaçları olan çocuklar dahil tüm çocukların psikolojisi, büyüme ve gelişimi, süt ve daimi dişler üzerine eğitim görmüş olan uzman hekimlerdir. Çocuk diş hekimleri, çocuğunuzun ağız ve diş sağlığı gelişimini bebeklikten ergenlik çağına kadar geçen süre içerisinde kontrol edip kayıtlarını tutarak sağlıklı gelişmelerine destek olurlar. Ümraniye Çocuk diş hekimliği (Pedodonti) hizmeti için lütfen iletişime geçiniz.
BEBEKLERDE DİŞ SAĞLIĞI
Bebeklerde dişlenme dönemi 6. aydan itibaren başlar. Bu aşamadan sonra dişlerin düzenli temizliği önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konudur. Bununla birlikte sürmemiş dişler bölgelerinde bulunan diş etlerin de düzenli olarak temizlenmesi gerekmektedir. Temizlenmeyen bölgelerdeki gıda artıkları bakteriler tarafından fermante edilerek asit oluşumlarına sebep olabilmektedir. Bu sebeple bebekler beslendikten sonra bir gazlı bez veya parmak fırçaları ile birikmiş olan gıda artıklarının temizlenmesi önerilmektedir. Gece tükürük salgısının azalmasından dolayı özellikle gece beslemeleri sonrasında bebeklere bir miktar su içirilmesi önerilebilir. Bebekler sadece anne sütüyle beslense dahi diş çürüklerinin görülebileceği unutulmamalıdır.
KORUYUCU UYGULAMALAR
Fluorid uygulamaların çocuğun diş yapısı, mevcut çürükleri veya fırçalama alışkanlıkları gibi etkenler göz önünde bulundurularak 4-6 ayda bir tekrarlanması önerilmektedir. Bu uygulama ağızdaki tüm dişlerin bütün yüzeylerine yapılmaktadır. Fissür örtücü uygulaması ise sadece belirlenen dişlerin çürük oluşumuna en açık yüzeyleri yani yeni süren dişlerin çiğneyici yüzeylerine yapılmaktadır. Çünkü bu yüzeyler fazla girintili çıkıntılı olan yapılarından dolayı fırça kıllarının ulaşamayacağı bölgelere sahiptir. Fissür örtücü uygulanması sonucu hem bu yüzeyler düzenlenmekte hem de materyal içeriğindeki fluorid ile diş çürümelerinin önüne geçilebilmektedir.
İLK MUAYENE
İlk diş muayenesi için önerilen zaman dilimi çocuğun ilk dişlerinin ağızda görüldüğü 6-12 aylar arasınadır.
Çocukların ilk diş hekimi muayenesi ve diş hekimi ile ilk tanışması hem aileler hem de çocuklar için endişe verici bir konudur. Fakat ailelerin ve hekimlerin dikkat edeceği bazı hususlar yerine getirilirse çocuklar ve aileler açısından bu süreç daha olumlu sonuçlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki diş hekimi korkusu asıl olarak çocukluk çağında karşılaşılan yanlış uygulamalar veya çocuğun çektiği acı ve ağrılar sebebiyle oluşmaktadır.
Anne ve babanın rahatlatıcı tavırları çocuğu da rahatlatacaktır. Özellikle ebeveynler tarafından söylenen ‘hiç acımayacak’ gibi cümleler çocukta ağrı algısını tetiklemekte ve korkuya sebebiyet vermektedir.
Kontroller 6 ayda bir rutin olarak yapılmalıdır. Çocukların diş hekimine getirilmesi için dişlerin çürümesi kesinlikle beklenmemeli ve bu süreç rutin olarak gerçekleştirilmelidir. Bu sayede çürükten koruyucu önlemler hekiminiz tarafından uygulanabilmekte varsa çürük dişler erken dönemde tedavi edilebilmektedir.
SÜT DİŞLERİN KAYBI VE YER TUTUCULAR
Süt dişleri çocuklarda çiğneme, konuşma gibi fonksiyonlarının yanı sıra gelecek olan daimi dişlerin yerlerini de muhafaza ederler. Bu sebeple doğal değişim zamanına kadar ağızda kalmaları çok önemlidir. Fakat travmalar veya dişlerin aşırı çürümesi sonucu oluşan enfeksiyonlar gibi sebeplerle bazen dişlerin çekimleri gerekebilmektedir. Bu gibi durumlarda mevcut diş ark boyut kayıplarının önüne geçebilmek adına yer tutucu uygulamaları gerekebilmektedir. Bu uygulamalar koruyucu ortodontik uygulamalar olarak da isimlendirilmektedir. Farklı tipleri bulunan yer tutucular sabit veya hareketli, dişli veya dişsiz olarak hazırlanabilmektedir. Ümraniye Çocuk diş hekimliği (Pedodonti) hizmeti için lütfen iletişime geçiniz.
ÇOCUK DİŞ HEKİMLİĞİ (PEDODONTİ) SIKÇA SORULANLARI
DİŞ HEKİMİNE İLK ZİYARET NE ZAMAN OLMALIDIR?
İlk süt dişinin sürmesiyle beraber diş hekimi ziyaret edilmelidir. Aile bebeğin ağız ve diş sağlığının sağlanması için gerekenler hakkında bilgilendirilir.
DİŞ FIRÇALANMAYA NE ZAMAN BAŞLANMALIDIR?
İlk süt dişi çıkar çıkmaz, yumuşak bir diş fırçasıyla ve çocuğun yaşına uygun bir diş macunuyla diş fırçalanmaya başlanmalıdır. Bebeklerde kolaylık sağlaması açısından parmak fırçaları temin edilebilir.
SÜT DİŞLERİNDEKİ ÇÜRÜKLER NEDEN TEDAVİ EDİLMELİDİR?
Süt dişleri, organik yapısının fazla olması sebebiyle sürekli dişlere göre daha kolay çürüyebilmektedir. Yaklaşık olarak 6 yaşlarında başlayan karışık dişlenme dönemi 12 yaşlarında son bulur. Çocuk büyüme ve gelişme çağında olduğu için, süt dişlerindeki herhangi bir problem, çocuğun beslenmesini, konuşmasını veya psikolojisini etkileyebilmektedir. Bu sebeple, düzenli aralıklarla diş hekimine muayeneye gelinmeli ve çürük fark edildiğinde tedavisi yapılmalıdır.
ERKEN ÇOCUKLUK ÇAĞI ÇÜRÜĞÜ (EÇÇ) NEDİR?
Eski bilinen adıyla biberon çürüğü, 6 yaşından küçük çocuklarda bir veya birden fazla çürük görülmesi durumudur. Bu durumun önlenmesi için genel olarak şeker alımı sınırlandırılmalı, çocuk gece biberonla uyutulmamalı, beslenme sonrasında fırçalama mümkün değilse su içirilmeli veya temiz bir gazlı bezle dişler silinerek temizlenmelidir. Tüm çocuklarda yaşa uygun miktarda macun kullanılarak, fluoridli diş macunu ile (en az 1000 ppm) günde iki kez dişler fırçalanmalıdır.
ERKEN SÜT DİŞİ ÇEKİMİNİN DEZAVANTAJLARI NELERDİR?
Süt dişi, düşme yaşından önce çekilmek zorunda kalırsa, çekim bölgesi uzun bir süre boş kalacaktır. Çocuk yemekleri düzgün çiğneyemeyebilir, konuşurken sesleri düzgün çıkaramayabilir veya komşu dişleri çekim boşluğuna doğru kayabilmektedir.
YER TUTUCU NEDİR?
Dişin düşme zamanından önce çekilmesi gereken durumlarda, komşu dişlerin çekim boşluğuna doğru kaymasını ve gelecek dişin gömülü kalmasını önlemek için yer tutucu kullanılmalıdır. Dişin gömülü kalması sebepli ileride daha uzun süren ve maliyetli olabilecek ortodontik tedaviler önlenmiş olacaktır.
FLUORİR TEDAVİSİ NEDİR?
Dişlere zarar veren mikroorganizmalara karşı diş minesini dirençli hale getirdiği bilimsel olarak kanıtlanan flüorürün, diş hekimi tarafından klinik ortamında yapılması önerilmektedir.
FİSSÜR ÖRTÜCÜ NEDİR?
İlk sürekli azı dişleri yaklaşık 6 yaşında süt dişlerinin arkasından çıkmaya başlar. Bu dişler süt dişleri gibi değişmeyecek ve ömür boyu ağızda kalacaktır. Yapısı gereği girintili çıkıntılı olan azı dişlerinin yüzeyi çürümeye yatkındır. Bu bölgeler fissür örtücüler tarafından dişe hiçbir zarar vermeksizin doldurularak, bakterilerin bu bölgeye tutunması önlenir ve çürük riski en aza iner.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
ORTODONTİ TEDAVİSİ
ORTODONTİ TEDAVİSİ
ORTODONTİ TEDAVİ NEDİR ?
Ortodonti tedavisi; diş ve çenelerin ideal konumlarına gelmesini amaçlayarak estetik ve fonksiyonu sağlamaya yönelik diş hekimliği dalıdır. Ortodonti ile çapraşıklık olan bölgelerin temizliği kolaylaştırılarak dişlerin sağlığı amaçlanırken hastalara güzel bir gülümseme de kazandırılmaktadır. Ümraniye ortodonti tedavisi için lütfen iletişime geçiniz.
Ortodontik tedavi her yaştaki hastaya uygulanarak dişsel düzeltmeler yapılabilmektedir. Ancak iskeletsel değişimin arzu edildiği ortopedik tedavi, büyüme ve gelişim aşamasındaki bireylere uygulanabilmektedir. Yetişkin hastalarda iskeletsel değişim istendiğinde çözüm, cerrahi müdahale ile olmaktadır.
Bireyler hangi yaşta olursa olsun ortodontik problemler çözüme ihtiyaç duyarlar. Estetik sorunların ötesinde, çapraşıklık olan bölgelerin fırçalama ile etkili olarak temizlenememesi diş çürüklerine, diş eti rahatsızlıklarına ve dolayısıyla diş kayıplarına neden olabilmektedir. Alt ve üst dişlerin birbiriyle uyumlu kapanmaması sonucu dişlerde aşınmalar ve çene eklemi problemlerine sebep olabilmektedir.
BRAKET | ORTODONTİ TEDAVİLERİ
Metal braket, estetik braket veya kilitli braketler dişlerin dudak tarafına yapıştırılır.
LINGUAL ORTODONTİ
Kullanılan braketler, dişlerin dudak tarafına değil dil tarafına yapıştırılmaktadır.
INVISALIGN (TELSİZ ORTODONTİ)
Her hastaya özel üretilen şeffaf plaklar ile dişlerdeki çapraşıklığın düzeltildiği tedavi şeklidir.
ORTODONTİ TEDAVİSİ (ORTODONTİK TEDAVİ) SIKÇA SORULANLARI
ORTODONTİK TEDAVİDE (ORTODONTİ TEDAVİSİNDE) YAŞ SINIRLAMASI VAR MIDIR?
Ortodontik tedavi 7’den 77’ye her yaşta uygulanabilir. Önemli olan dişi çevreleyen destek dokuların(dişeti, kemik) sağlıklı olmasıdır. Her hastanın gereksinimi farklıdır. Tedavi başlangıç yaşının 12 yaş olduğu bilgisi her hasta için geçerli değildir. Bazı iskeletsel problemlerin düzeltilmesinde 12 yaş çok geçtir. Bu yüzden çocukların 7 yaşına geldiklerinde bir ortodontiste muayene olmaları önerilir.
ORTODONTİK TEDAVİ (ORTODONTİ TEDAVİSİ) SADECE TEL TAKILARAK MI YAPILIR?
Günümüzdeki teknolojik gelişmelerle artık metal braketler (teller) takılmadan ortodontik tedaviler yapılabilmektedir. Bunun için 3D yazıcılarda üretilen şeffaf plaklar kullanılmaktadır.
ORTODONTİK TEDAVİ (ORTODONTİ TEDAVİSİ) SÜRESİ HER HASTA İÇİN AYNI MIDIR?
Ortodontik tedavinin süresi her hasta için farklı olmaktadır. Tedavi süresi hastanın yaşı, dişlerdeki çapraşıklık miktarı, uygulanacak tedavi yöntemleri gibi sebeplere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
FAST & FİXED YÖNTEMİ
FAST & FİXED YÖNTEMİ
FAST & FİXED YÖNTEMİ NEDİR ?
Fast & Fixed yöntemi ile hiç dişiniz olmasa da, ya da mevcut dişleriniz çekilecek olsa da dişlerinizin çekildiği günde İmplantlar yapılıp, aynı gün (Geçici) Sabit Dişleriniz olabilir. Ümraniye Fast & Fixed hizmeti için lütfen iletişime geçiniz.
Arka bölgelerde kemik eksikliği olan durumlarda Fast & Fixed tekniği ile açısal implantlar kullanılarak ileri cerrahilere gerek kalmadan sabit protezler yapmak mümkündür. Bu teknik ile dişler çekildiği gün implantların yapılması, dişsiz hastalarda ise implantların yapılıp aynı gün sabit protez yapılması mümkündür.Birkaç saat içerisinde klinikten, implant ile desteklenmiş sabit köprüleriyle ayrılan hastaya büyük rahatlık sağlar.
FAST & FIXED YÖNTEMİNİN AVANTAJLARI NELERDİR ?
- Pek çok vakada ileri cerrahiye gerek kalmadan pratik bir şekilde implant ve protez yapılabilmesi.
- Bu sayede zaman kazanmak ve maliyeti azaltabilmek (İleri cerrahi işlemleri ekstra maliyet oluşturur.)
- Aynı gün içerisinde hastaya kullanabileceği geçici sabit protez yapmak. Bu sayede kişinin sosyal aktivitelerinden eksik kalmamasını sağlamak.
- İleride yapılacak kalıcı protez için estetik ve fonksiyon açısından temel alınabilecek bir geçici protez yapmak
HANGİ ŞARTLARDA FAST & FIXED YÖNTEMİ UYGULANABİLİR ?
FAST & FIXED YÖNTEMİ NASIL UYGULANIR ?
- Tam dişsiz çenelerde küçük azı dişleri ara bölgesinde yeterli kemik miktarı ve yoğunluğu varsa
- Dişler çekilecek ise çekim soketlerinde iyi bir temizleme işlemi yapılabilecek imkanlar (örn:lazer) varsa
- Çekimler öncesi ağız hijyeni iyi bir seviyeye getirilmiş ise
- Hekim bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahipse
- Hemen yapılacak geçici sabit protezi yapabilecek bilgi ve donanımda laboratuvar imkanı varsa
Ümraniye Fast & Fixed hizmeti için lütfen iletişime geçiniz.
- Üst çeneye 6 implant , alt çeneye 4-6 implant yerleştirilir.
- Uzun süreli geçici sabit köprü implantlar üzerine aynı gün içerisinde vidalanır.
- Minimum alt çenede 5 hafta, üst çenede 10 hafta sonra, daimi sabit protez ile uzun süreli geçici vidalı köprü protez yer değiştirecektir.
Süre
3 Ay
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için:
DENTAL İMPLANT TEDAVİSİ
DENTAL İMPLANT
DENTAL İMPLANT NEDİR ?
Dental implant, gerek hastalar gerekse hekimler bakımından son derece etkili ve nihai halleri önceden tahmin edilebilir protezler yapılması imkanı sunmaktadır. Artık tek veya birkaç kayıp dişe sahip kısmen dişsiz hastalar yapılan implantlar ve üst yapıları olan kuronlar sayesinde mevcut doğal dişlerine hiçbir işlem uygulanmaksızın arzu ettikleri estetik ve fonksiyona kavuşmaktadırlar.
Dental implantlar günümüzde diş hekimliğinin standart bir tedavi yöntemi haline gelmiştir ve titanyum implantlar uygulanmalarının ardından birkaç ay gibi kısa bir dönemin ardından çene kemikleriyle bir bütünlük oluşturmaktadır.
İlk iyileşme süresinin kısaltılmasına yönelik geliştirilen teknikler tüm tedavinin kalitesini değiştirmektedir. Dental implantolojide hasta temelli çözümler gerekmektedir. Her hasta farklıdır ve uygulanan tedavi de ona özel olarak benzersiz olmalıdır.
‘İmplante’ kelimesi Latincede ekmek, dikmek anlamına gelir. İmplant bir terim olarak dokuların içine başka bir materyalin yerleştirilmesi demektir. İmplant cerrahisi diş hekimliğinde dünyada 1980ler de bilimsel literatüre girmiş, 1990ların ortalarından itibaren yavaş yavaş ülkemizde bilinmeye ve yapılmaya başlanmış olup, günümüzde diş eksikliklerinin en popüler tedavi seçeneklerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
Günümüzde İmplant cerrahisi dişsiz bölgedeki kemiğin içine diş kökü görevini görecek bir materyalin daha sonra üzerine çevre diş ve dokularla uyumlu bir protez yapmamıza imkan sağlayacak şekilde cerrahi olarak yerleştirilmesini amaçlamaktadır. Tanımdan da anlaşılacağı şekilde günümüz bilim dünyasının geldiği noktada implant, üzerine yapılacak protezin yeri ve şekli önceden sağlıklı şekilde tasarlandığında bir anlam kazanmaktadır. Yani; eskiden hakim olan ‘kemik nerede implant oraya’ anlayışı terk edilmiş, ‘protez nerede planlanmışsa implant oraya’ anlayışı günümüzde geçerlilik kazanmıştır.
Kemik içine yapılan implantların belli bir osseointegrasyon süresi vardır. Osseointegrasyon kemik ile implant yüzeyi arasında ışık mikroskopu seviyesinde bir bağlantı kurulması anlamına gelen biyolojik bir süreçtir. Bu süre alt çenede yaklaşık olarak 2,5-3 ay olup, üst çene ise 4,5-5 ayı bulmaktadır. İmplantın üzerine sağlıklı bir protez yapılabilmesi için bu sürenin beklenmesi gerekir. Günümüz implant cerrahisinde belli durumlarda implant yapıldıktan hemen sonra üzerine geçici amaçlı bir protez yapılabilmektedir. Bu geçici protezin amacı hastayı klinikten çıkarken ağzında dişle çıkarmak ayrıca daha sonra daimi protez yaparken yumuşak doku estetiğinin yakalanmasına katkı sağlamaktır. Ancak implant cerrahisi sonrası hemen üzerine geçici protezin yapılabilmesi belli şartların sağlanması kesinlikle gereklidir ve bu durum hekiminiz tarafından değerlendilir. İmplant için istenen osseointegrasyon süresi beklendikten sonra üst yapısını yapma aşamasına geçilebilir.
Her tedavide olduğu implant cerrahisinde de az da olsa başarısızlık riski mevcuttur. Dünya üzerinde hiçbir hekim yaptığı implantın yüzde yüz başarılı olacağı garantisini veremez. Bu elimizdeki bilimsel verilere ve hekimlik ahlakına aykırı bir söylem olur. Günümüzde tekniğin ve malzeme kalitesinin ilerlemesine bağlı olarak geçmişe göre başarı oranlarını ciddi miktarda artmış olsa bile halen az da olsa başarısızlık riski olduğu unutulmamalıdır. Klinik Cadde olarak hastamıza yapılan implantın başarısız olması durumunda yerine yeni yapılacak implantı ücretsiz olarak yapmayı taahhüt ederiz.
Klinik Cadde Ağız Diş Sağlığı Polikliniği’nde implant cerrahisi bütün dünyada kabul görmüş, dünyanın her yerinde uluslararsı saygınlığı ve geçerliliği olan, günümüze kadar hakkında birçok bilimsel yayın ve araştırma yapılmış markaların ürettikleri implantlar kullanılarak alanında uzman ve deneyimli cerrahımız tarafından yapılmaktadır.
İmplant cerrahisi ve avantajları ile ilgili daha ayrıntılı bilgi alabilmek için Ümraniye kliniğimizle iletişime geçebilirsiniz.
TEDAVİ SEÇENEKLERİ
DİŞSİZ HASTALAR İÇİN
Dişsiz hastalarda 3 temel implant düzenlemesi yapılabilmektedir. Bunlar;
Birincisi, implant ve yumuşak doku destekli protezler,
İkincisi, tamamen implant destekli protezler ve
Üçüncüsü, tamamen implant destekli sabit veya hibrit protezlerdir.
İmplant ve yumuşak doku destekli protezler hem alt hem de üst çenede kullanılabilmektedir. Bu protezlerdeki temel ilke dişsiz bölgenin yumuşak dokusunu iki veya 4 implant (üst çenede ideal olan 4 implanttır) yerleştirerek korumak ve desteklemektir.
Tamamen implant destekli protezler yumuşak doku desteğine minimum düzeyde ihtiyaç duyarlar. Çenelerin fonksiyonel hareketleri esnasındaki tüm yükü implantlar karşılamak zorundadır. Bu sebeple alt çenede minimum 4 üst çenede 6 implant uygulanması gerekmektedir.
Tamamen implant destekli sabit veya hibrit protezler 2 temel tasarım ile elde edilebilirler. İlk tasarımda sabit protez, çenelere yerleştirilen 6 veya 8 implant üzerine yapıştırılır veya özel vidaları ile sabitlenir. Bu dizayn geleneksel kuron köprü protezlerine benzer. Bu tasarım dişlerini yeni kaybetmiş veya kemik düzeyinin yeterli olduğu hastalar için en ideal yöntemdir.
Fakat hastalarda daha yaygın olan senaryo diş kaybı, kemik kaybı ve yumuşak doku kaybının birlikte görüldüğü durumlardır ki bu senaryoda tasarlanan protez her üç dokuyu da yerine koyabilir tarzla olmalıdır. Bu ikinci tasarıma yaygın olarak hibrit protez denilmektedir. Bu tasarım ile kaybedilen diş, yumuşak doku ve kemik dokusu porselen ve akrilik kullanılarak yeniden şekillendirilmektedir.
DENTAL İMPLANTIN UYGULANAMADIĞI DURUMLAR
İmplant tedavisine tıbbi kontraendikasyon oluşturabilecek sadece birkaç durum mevcuttur. Bu durumlar akut hastalıklar veya kontrolsüz metabolik rahatsızlığı olan bireylerle sınırlıdır. Mevcut akut rahatsızlığın son bulması veya kontol altına alınması sonucunda kontaendikasyon ortadan kalkmış olur ve bu bireyler implant tedavisi için iyi birer aday olabilirler.
Göreceli kontrendiksyon oluşturan durumlar ise kemik metabolizmasını etkileyen tıbbi durumlar veya hastaların iyileşme yeteneğini etkileyen rahatsızlıklardır. Bu durumlara örnek olarak diyabet ve osteoporoz hastaları, bağışıklık sistemini baskılayan rahatsızlıklar ve kemoterapi radyoterapi gibi medikal tedaviler ve bifosfonat grubu ilaç kullanan hastalar gösterilebilir.
DENTAL İMPLANT TEDAVİSİ SIKÇA SORULANLARI
İMPLANT NEDİR?
Dental implantlar diş eksikliklerinde (kısmi yada tam) üzerine protez uygulamamıza olanak sağlayan titanyum vidalardır. Tek diş eksikliklerinde, komşu sağlam dişlere dokunulmadan eksik dişi tamamlamak mümkün olabildiği gibi çoklu diş eksikliklerinde hareketli protez yerine sabit protezler kullanabilmek dental implantlar sayesinde mümkündür.
İMPLANT TEDAVİSİNDE SÜREÇ NASIL İLERLEMEKTEDİR ?
Diş hekimliğinde implant tedavisi diğer diş tedavilerine göre daha uzun sürmektedir. Bunun sebebi kemik içerisine yerleştirilen implantın augmentasyonu (kemikle bütünleşmesi) için gerekli sürenin 2, 5 ila 4 ay olmasıdır. Bu süre dolduktan sonra daimi protez yapılabilmektedir.
İMPLANTLARININ AVANTAJLARI NEDİR ?
İmplant üstüne yapılan protezler sabit bir temelin üstüne yapıldığı için hareket etmez ve ağızdan çıkmazlar. Hareketli protez istemeyen veya kemik desteğinin kaybedildiği bireylere uygulanabilir.
DENTAL İMPLANTLARIN AMELİYATI ZOR MUDUR ?
Dental implantların yapılacağı bölgeye lokal anestezi uygulanarak yapılan ağrısız bir işlemdir. İşlem öncesinde ve sonrasında reçete edilen ilaçların alınması, antiseptik gargaraların kullanılması ve iyi bir ağız bakımıyla iyileşme süreci atlatılır.
DENTAL İMPLANT OPERASYONU SONUNDA YÜZÜM ÇOK ŞİŞER Mİ ? AĞRIM ÇOK OLUR MU ?
İşlem yapılan bölgede hafif şişlik veya renk değişiklikleri beklenir ancak ilk 24 saat yapılan soğuk tampon uygulaması ve işlem sonrası kullanılan ilaçlarla ödem ile ağrı hızlıca azalacaktır. Şiddetli ağrılar beklenmez.
DENTAL İMPLANT SÜRECİ NASILDIR? NE KADAR ZAMANDA DİŞLERİM TAMAMLANIR ?
Dental implant ve kemik kaynaşması ortalama 3 ay sürmektedir. Sürecin devamında protezler yapılır. Yetersiz kemik varlığında ek işlemler uygulanmışsa bekleme süresi 6 aya kadar uzayabilir.
DİKİŞSİZ DENTAL İMPLANT MÜMKÜN MÜDÜR ?
Tek diş çekimi yapılıp çekim boşluğuna herhangi bir kesi yapmadan aynı seansta implant yerleştirilebilen durumlarda mümkündür.
DENTAL İMPLANTLARIN ZARAR VERME İHTİMALİ VAR MIDIR? BAZEN VÜCUT KABUL ETMİYORMUŞ DOĞRU MU ?
Dental implantlar insan vücuduna biyolojik olarak uyumlu titanyumdan üretilmektedir. Herhangi bir alerji riski yaratmayan, toksik olmayan kıymetli bir metaldir.
DENTAL İMPLANT UYGULAMALARI BANA UYGUN MU ?
Kontrol altına alınamayan sistemik hastalığı olan, radyoterapi veya yakın dönemde kemoterapi alan bireylerde yapılması sakıncalıdır. Ancak hastalık kontrol altına alındığı takdirde implant herkese yapılabilir.
SİGARA İÇİYORUM DENTAL İMPLANT YAPTIRABİLİR MİYİM ?
Yapılan birçok çalışmada sigaranın implant ile kemik bütünleşmesini olumsuz etkilediği kanıtlanmıştır. Sigara içen bireylerde implantın düşme riski normalden yüksektir.
DENTAL İMPLANTLAR UZUN ÖMÜRLÜ MÜDÜR ?
Dental implantın ömrü doğal dişler gibidir. Normal ağız ve diş bakımı iyi yapıldığı sürece çok uzun yıllar kullanılır.
Klinik cadde Ümraniye mevkisinde ağız ve diş sağlığı sorunlarınız için çözüm buluyor.
En yakın tarihe randevu almak için: